Bosna Savaşı

1991 senesinin Haziran ayında bağımsızlığını ilan eden Hırvatistan ve Slovenya’nın ardından Bosnalılarda bağımsız bir devlet kurmak için harekete geçti. Sırp lider Kracziç referandum sürecindeki “Bağımsızlık talebinizi gerçekleştirdiğinizde Balkanları size cehenneme çevirmeyeceğimizi mi sanıyorsunuz?” şeklindeki tehditkar açıklaması ile bağımsızlık sürecini engellemeye çalışmıştır. Tüm bu tehditlere rağmen Bosna-Hersek Aliya İzzetbegoviç önderliğinde 29 Şubat-1Mart 1992’de yapılan referandumla bağımsızlığını ilan etti.

Bosna-Hersek’ten önce bağımsızlığını ilan eden Slovenya’da bir savaş çıktı. Bu savaş hızlı bir şekilde Avrupalı devletlerin müdahaleleri neticesinde sonlandırıldı. Bağımsızlığını ilan eden Boşnaklar “Avrupa’nın orta yerinde böyle bir savaş çıkmaz” diye düşünselerde Aliya tedbiri elden bırakmayarak BM’ye bir mektup yazarak “Sırpların savaş hazırlığına karşı gözlemci” talebinde bulundu. BM bu mektuba cevap bile vermedi. Devamında Sırp askerleri ve Çetnikler Bosna şehirlerini ve kasabalarını kuşatmaya başladı. Savaş çıkmasını istemeyen Aliya bu kuşatmaya karşı direnç gösterdiği için savaşa girmeye mecbur kaldı.
Bir Sırp komutan henüz savaşın başlarında uluslararası basına “Çok değil, üç ay sonra Balkanlarda Müslüman problemi kalmayacak. Hepsini temizleyeceğiz.” şeklinde demeç vererek asıl amaçlarını ortaya koymaktan çekinmiyordu. Bosnalı müslümanlar kuzeyde ve doğuda Sırplara karşı mücadele ederken, Hırvatlara karşı da Bosna’nın güneyinde ve batısında toprak bütünlüğünü korumak için savaşıyordu. Ülkenin kontrolünü sağlamaya başlayan Boşnaklar kazandıkları zaferlerde ele geçirdikleri silahlar ile her geçen gün daha da güçleniyordu. İşte tam da bu sırada BM devreye girerek bazı bölgeleri güvenli bölge yapma teklifi ile savaşa müdahil oldu. Bu güvenli bölgelerden biri de Srebrenitsa idi.

Kahraman komutan Naser Oriç gönüllülerden oluşan ordusuyla tüfekler ve Sırplardan ele geçirilen silahlarla tam dört yıl boyunca şehri kahramanca savundu. Şehrin güvenli bölge ilan edilmesinden sonra Boşnaklar silahsızlandırılarak sözde Güvenli Bölge! ilan edilen Srebrenitsa , BM denetimine devredildi. Hollandalı askerlerin korumasındaki şehir Sırp general Radko Mladiç’in otuz kadar askeri esir almasının ardından pazarlık masasındaki bir malzeme haline dönüvermişti. Pazarlık masasına zorla oturtulan Boşnak öğretmen Nesib, Mladiç ve Hollandalı subay Karremans arasındaki kirli pazarlıktan habersiz kendisine dayatılan anlaşmayı imzalamak zorunda bırakılmıştı. 11 Temmuz 1995 saat 23:00 te imzalanan anlaşma neticesinde Srebrenitsa Sırp askerlere devredilmişti.

Sırpların Srebrenitsa şehrine girer girmez katliamlara başlaması ile beraber silahsızlandırılan halkın bir kısmı farklı şehirlere doğru, bir kısmı da orman içindeki yoldan Tuzla şehrine kaçmaya çalıştı. Tuzla şehrine giden ormanlık yol tuzaklarla doluydu. Bu yola “Ölüm Yolu” adı verilmişti. Diğer yol ise Potaçori’ deki BM denetimindeki! kamptı. Panik halinde sığınacak bir yer arayan sivil halk Potaçori’ye sığındı. Bu kampın sorumlusu da ne yazık ki Hollanda askeri gücünün başındaki Karremans idi. Karremans Potaçorinin de anahtarını Mladiç’ e teslim ettikten sonra askerleri ile beraber ülkesinin yolunu tuttu.
Radko Mladiç Srebrenitsa’ya girdiği anda kameralar önünde içindeki kini şu sözlerle ifade etmiştir.
“Şu anda 11 Temmuz 1995, Sırp Srebnenitsasındayız. Tam da Sırp kutsal gününün arefesinde bu kasabayı Sırp milletine armağan ediyoruz. Türklere karşı olan isyanın anısına Müslümanlardan intikam alma vakti geldi.”
Sırplar ele geçirdikleri Srebrenitsa ve Potaçoride 11-17 Temmuz 1995 tarihlerinde insanlık tarihine geçecek bir zulüm örneği göstererek resmi kayıtlara göre 8372 sivili katletmişlerdir. Katlettikleri müslümanların uzuvlarını parçalayarak farklı toplu mezarlara gömmüşlerdir. Bu yazının kaleme alındığı 2022 senesinde on dokuz yeni kimlik tespiti yapılarak şehitliğe defni gerçekleşmiştir. Bosna Savaşında resmi kayıtlara göre toplamda 200.000 – 250.000 müslüman şehit olmuştur. 2. Dünya savaşından sonra Avrupa’da yaşanan en büyük katliamlar bu savaşta yaşanmıştır.

Savaş Srebrenitsa’nın düşmesi ile Aliya’ nın adil olmayan şartlarda Dayton Barış Antlaşmasını! İmzalamaya mecbur kalması neticesinde sonlanmıştır. Bu antlaşma neticesinde, üçlü bir hükümet yapısı kurularak Boşnakların hâkim güç olması engellenmeye çalışılmıştır. Bu yapı bugün aynı halini korumaktadır.
Batı hiçbir zaman medeni olmamıştır..!
Doğru tespit